sıkmak

Turkish

Etymology

Inherited from Ottoman Turkish صیقمق, from Proto-Turkic [Term?].

Pronunciation

• IPA^(key): [sɯkˈmak]
• Hyphenation: sık‧mak

Verb

sıkmak (third-person singular simple present sıkar)

1. to squeeze

   Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor.

   The lonely woman is shaking, sobbing and squeezing her baby in her arms.

2. to shoot with a gun
3. to irritate, to annoy, to bother
4. to bore
5. (slang) to lie, to make up

Usage notes

This word should not be confused with similar, vulgar word sikmek.

Conjugation

Conjugation of sıkmak (aorist in -V²r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			sıkmak
impersonal participle	imperfective		sıkan
	perfective		sıkmış
	prospective		sıkacak
personal participle	non-prospective		sıktığım	sıktığın	sıktığı	sıktığımız	sıktığınız	sıktıkları
	prospective		sıkacağım	sıkacağın	sıkacağı	sıkacağımız	sıkacağınız	sıkacakları
verbal noun			sıkma
way of doing			sıkış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sıkarım	sıkarsın	sıkar	sıkarız	sıkarsınız	sıkarlar
		imperfective	sıkıyorum	sıkıyorsun	sıkıyor	sıkıyoruz	sıkıyorsunuz	sıkıyorlar
	past	perfective	sıktım	sıktın	sıktı	sıktık	sıktınız	sıktılar
		imperfective	sıkıyordum	sıkıyordun	sıkıyordu	sıkıyorduk	sıkıyordunuz	sıkıyorlardı (or sıkıyordular)
	future		sıkacağım	sıkacaksın	sıkacak	sıkacağız	sıkacaksınız	sıkacaklar
	future-in-the-past	definite	sıkacaktım	sıkacaktın	sıkacaktı	sıkacaktık	sıkacaktınız	sıkacaklardı
		indefinite	sıkardım	sıkardın	sıkardı	sıkardık	sıkardınız	sıkarlardı
inferential	perfective		sıkmışım	sıkmışsın	sıkmış	sıkmışız	sıkmışsınız	sıkmışlar
	aorist		sıkarmışım	sıkarmışsın	sıkarmış	sıkarmışız	sıkarmışsınız	sıkarlarmış (or sıkarmışlar)
	imperfective		sıkıyormuşum	sıkıyormuşsun	sıkıyormuş	sıkıyormuşuz	sıkıyormuşsunuz	sıkıyorlarmış
conditional	simple		sıksam	sıksan	sıksa	sıksak	sıksanız	sıksalar
	perfective		sıksaydım	sıksaydın	sıksaydı	sıksaydık	sıksaydınız	sıksaydılar
optative			sıkayım	sıkasın	sıka	sıkalım	sıkasınız	sıkalar
progressive			sıkmaktayım	sıkmaktasın	sıkmakta	sıkmaktayız	sıkmaktasınız	sıkmaktalar
necessitative			sıkmalıyım	sıkmalısın	sıkmalı	sıkmalıyız	sıkmalısınız	sıkmalılar
imperative				sık	sıksın		sıkın	sıksınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sıkar mıyım?	sıkar mısın?	sıkar mı?	sıkar mıyız?	sıkar mısınız?	sıkarlar mı?
		imperfective	sıkıyor muyum?	sıkıyor musun?	sıkıyor mu?	sıkıyor muyuz?	sıkıyor musunuz?	sıkıyorlar mı?
	past	perfective	sıktım mı?	sıktın mı?	sıktı mı?	sıktık mı?	sıktınız mı?	sıktılar mı?
		imperfective	sıkıyor muydum?	sıkıyor muydun?	sıkıyor muydu?	sıkıyor muyduk?	sıkıyor muydunuz?	sıkıyorlar mıydı?
	future		sıkacak mıyım?	sıkacak mısın?	sıkacak mı?	sıkacak mıyız?	sıkacak mısınız?	sıkacaklar mı?
inferential	perfective		sıkmış mıyım?	sıkmış mısın?	sıkmış mı?	sıkmış mıyız?	sıkmış mısınız?	sıkmışlar mı?
	aorist		sıkar mıymışım?	sıkar mıymışsın?	sıkar mıymış?	sıkar mıymışız?	sıkar mıymışsınız?	sıkarlar mıymış?
	imperfective		sıkıyor muymuşum?	sıkıyor muymuşsun?	sıkıyor muymuş?	sıkıyor muymuşuz?	sıkıyor muymuşsunuz?	sıkıyorlar mıymış?
conditional	simple		sıksam mı?	sıksan mı?	sıksa mı?	sıksak mı?	sıksanız mı?	sıksalar mı?
	perfective		sıksa mıydım?	sıksa mıydın?	sıksa mıydı?	sıksa mıydık?	sıksa mıydınız?	sıksalar mıydı?
progressive			sıkmakta mıyım?	sıkmakta mısın?	sıkmakta mı?	sıkmakta mıyız?	sıkmakta mısınız?	sıkmaktalar mı?
necessitative			sıkmalı mıyım?	sıkmalı mısın?	sıkmalı mı?	sıkmalı mıyız?	sıkmalı mısınız?	sıkmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			sıkmamak
impersonal participle	imperfective		sıkmayan
	perfective		sıkmamış
	prospective		sıkmayacak
personal participle	non-prospective		sıkmadığım	sıkmadığın	sıkmadığı	sıkmadığımız	sıkmadığınız	sıkmadıkları
	prospective		sıkmayacağım	sıkmayacağın	sıkmayacağı	sıkmayacağımız	sıkmayacağınız	sıkmayacakları
verbal noun			sıkmama
way of doing			sıkmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sıkmam	sıkmazsın	sıkmaz	sıkmayız	sıkmazsınız	sıkmazlar
		imperfective	sıkmıyorum	sıkmıyorsun	sıkmıyor	sıkmıyoruz	sıkmıyorsunuz	sıkmıyorlar
	past	perfective	sıkmadım	sıkmadın	sıkmadı	sıkmadık	sıkmadınız	sıkmadılar
		imperfective	sıkmıyordum	sıkmıyordun	sıkmıyordu	sıkmıyorduk	sıkmıyordunuz	sıkmıyorlardı
	future		sıkmayacağım	sıkmayacaksın	sıkmayacak	sıkmayacağız	sıkmayacaksınız	sıkmayacaklar
inferential	perfective		sıkmamışım	sıkmamışsın	sıkmamış	sıkmamışız	sıkmamışsınız	sıkmamışlar
	aorist		sıkmazmışım	sıkmazmışsın	sıkmazmış	sıkmazmışız	sıkmazmışsınız	sıkmazlarmış
	imperfective		sıkmıyormuşum	sıkmıyormuşsun	sıkmıyormuş	sıkmıyormuşuz	sıkmıyormuşsunuz	sıkmıyorlarmış
conditional	simple		sıkmasam	sıkmasan	sıkmasa	sıkmasak	sıkmasanız	sıkmasalar
	perfective		sıkmasaydım	sıkmasaydın	sıkmasaydı	sıkmasaydık	sıkmasaydınız	sıkmasaydılar
optative			sıkmayayım	sıkmayasın	sıkmaya	sıkmayalım	sıkmayasınız	sıkmayalar
progressive			sıkmamaktayım	sıkmamaktasın	sıkmamakta	sıkmamaktayız	sıkmamaktasınız	sıkmamaktalar
necessitative			sıkmamalıyım	sıkmamalısın	sıkmamalı	sıkmamalıyız	sıkmamalısınız	sıkmamalılar
imperative				sıkma	sıkmasın		sıkmayın	sıkmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sıkmaz mıyım?	sıkmaz mısın?	sıkmaz mı?	sıkmaz mıyız?	sıkmaz mısınız?	sıkmazlar mı?
		imperfective	sıkmıyor muyum?	sıkmıyor musun?	sıkmıyor mu?	sıkmıyor muyuz?	sıkmıyor musunuz?	sıkmıyorlar mı?
	past	perfective	sıkmadım mı?	sıkmadın mı?	sıkmadı mı?	sıkmadık mı?	sıkmadınız mı?	sıkmadılar mı?
		imperfective	sıkmıyor muydum?	sıkmıyor muydun?	sıkmıyor muydu?	sıkmıyor muyduk?	sıkmıyor muydunuz?	sıkmıyorlar mıydı?
	future		sıkmayacak mıyım?	sıkmayacak mısın?	sıkmayacak mı?	sıkmayacak mıyız?	sıkmayacak mısınız?	sıkmayacaklar mı?
inferential	perfective		sıkmamış mıyım?	sıkmamış mısın?	sıkmamış mı?	sıkmamış mıyız?	sıkmamış mısınız?	sıkmamışlar mı?
	aorist		sıkmaz mıymışım?	sıkmaz mıymışsın?	sıkmaz mıymış?	sıkmaz mıymışız?	sıkmaz mıymışsınız?	sıkmazlar mıymış?
	imperfective		sıkmıyor muymuşum?	sıkmıyor muymuşsun?	sıkmıyor muymuş?	sıkmıyor muymuşuz?	sıkmıyor muymuşsunuz?	sıkmıyorlar mıymış?
conditional	simple		sıkmasam mı?	sıkmasan mı?	sıkmasa mı?	sıkmasak mı?	sıkmasanız mı?	sıkmasalar mı?
	perfective		sıkmasa mıydım?	sıkmasa mıydın?	sıkmasa mıydı?	sıkmasa mıydık?	sıkmasa mıydınız?	sıkmasalar mıydı?
progressive			sıkmamakta mıyım?	sıkmamakta mısın?	sıkmamakta mı?	sıkmamakta mıyız?	sıkmamakta mısınız?	sıkmamaktalar mı?
necessitative			sıkmamalı mıyım?	sıkmamalı mısın?	sıkmamalı mı?	sıkmamalı mıyız?	sıkmamalı mısınız?	sıkmamalılar mı?

Derived terms

• sıkılmak

Further reading

• “sıkmak”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu