tutturmak

Turkish

Etymology

From Ottoman Turkish طوتدیرمق (tutturmak).

Verb

tutturmak (third-person singular simple present tutturur)

1. to bond, to stick together, to fasten

Conjugation

Conjugation of tutturmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			tutturmak
impersonal participle	imperfective		tutturan
	perfective		tutturmuş
	prospective		tutturacak
personal participle	non-prospective		tutturduğum	tutturduğun	tutturduğu	tutturduğumuz	tutturduğunuz	tutturdukları
	prospective		tutturacağım	tutturacağın	tutturacağı	tutturacağımız	tutturacağınız	tutturacakları
verbal noun			tutturma
way of doing			tutturuş
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	tuttururum	tutturursun	tutturur	tuttururuz	tutturursunuz	tuttururlar
		imperfective	tutturuyorum	tutturuyorsun	tutturuyor	tutturuyoruz	tutturuyorsunuz	tutturuyorlar
	past	perfective	tutturdum	tutturdun	tutturdu	tutturduk	tutturdunuz	tutturdular
		imperfective	tutturuyordum	tutturuyordun	tutturuyordu	tutturuyorduk	tutturuyordunuz	tutturuyorlardı (or tutturuyordular)
	future		tutturacağım	tutturacaksın	tutturacak	tutturacağız	tutturacaksınız	tutturacaklar
	future-in-the-past	definite	tutturacaktım	tutturacaktın	tutturacaktı	tutturacaktık	tutturacaktınız	tutturacaklardı
		indefinite	tuttururdum	tuttururdun	tuttururdu	tuttururduk	tuttururdunuz	tuttururlardı
inferential	perfective		tutturmuşum	tutturmuşsun	tutturmuş	tutturmuşuz	tutturmuşsunuz	tutturmuşlar
	aorist		tuttururmuşum	tuttururmuşsun	tuttururmuş	tuttururmuşuz	tuttururmuşsunuz	tuttururlarmış (or tuttururmuşlar)
	imperfective		tutturuyormuşum	tutturuyormuşsun	tutturuyormuş	tutturuyormuşuz	tutturuyormuşsunuz	tutturuyorlarmış
conditional	simple		tuttursam	tuttursan	tuttursa	tuttursak	tuttursanız	tuttursalar
	perfective		tuttursaydım	tuttursaydın	tuttursaydı	tuttursaydık	tuttursaydınız	tuttursaydılar
optative			tutturayım	tutturasın	tuttura	tutturalım	tutturasınız	tutturalar
progressive			tutturmaktayım	tutturmaktasın	tutturmakta	tutturmaktayız	tutturmaktasınız	tutturmaktalar
necessitative			tutturmalıyım	tutturmalısın	tutturmalı	tutturmalıyız	tutturmalısınız	tutturmalılar
imperative				tuttur	tuttursun		tutturun	tuttursunlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	tutturur muyum?	tutturur musun?	tutturur mu?	tutturur muyuz?	tutturur musunuz?	tuttururlar mı?
		imperfective	tutturuyor muyum?	tutturuyor musun?	tutturuyor mu?	tutturuyor muyuz?	tutturuyor musunuz?	tutturuyorlar mı?
	past	perfective	tutturdum mu?	tutturdun mu?	tutturdu mu?	tutturduk mu?	tutturdunuz mu?	tutturdular mı?
		imperfective	tutturuyor muydum?	tutturuyor muydun?	tutturuyor muydu?	tutturuyor muyduk?	tutturuyor muydunuz?	tutturuyorlar mıydı?
	future		tutturacak mıyım?	tutturacak mısın?	tutturacak mı?	tutturacak mıyız?	tutturacak mısınız?	tutturacaklar mı?
inferential	perfective		tutturmuş muyum?	tutturmuş musun?	tutturmuş mu?	tutturmuş muyuz?	tutturmuş musunuz?	tutturmuşlar mı?
	aorist		tutturur muymuşum?	tutturur muymuşsun?	tutturur muymuş?	tutturur muymuşuz?	tutturur muymuşsunuz?	tuttururlar mıymış?
	imperfective		tutturuyor muymuşum?	tutturuyor muymuşsun?	tutturuyor muymuş?	tutturuyor muymuşuz?	tutturuyor muymuşsunuz?	tutturuyorlar mıymış?
conditional	simple		tuttursam mı?	tuttursan mı?	tuttursa mı?	tuttursak mı?	tuttursanız mı?	tuttursalar mı?
	perfective		tuttursa mıydım?	tuttursa mıydın?	tuttursa mıydı?	tuttursa mıydık?	tuttursa mıydınız?	tuttursalar mıydı?
progressive			tutturmakta mıyım?	tutturmakta mısın?	tutturmakta mı?	tutturmakta mıyız?	tutturmakta mısınız?	tutturmaktalar mı?
necessitative			tutturmalı mıyım?	tutturmalı mısın?	tutturmalı mı?	tutturmalı mıyız?	tutturmalı mısınız?	tutturmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			tutturmamak
impersonal participle	imperfective		tutturmayan
	perfective		tutturmamış
	prospective		tutturmayacak
personal participle	non-prospective		tutturmadığım	tutturmadığın	tutturmadığı	tutturmadığımız	tutturmadığınız	tutturmadıkları
	prospective		tutturmayacağım	tutturmayacağın	tutturmayacağı	tutturmayacağımız	tutturmayacağınız	tutturmayacakları
verbal noun			tutturmama
way of doing			tutturmayuş
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	tutturmam	tutturmazsın	tutturmaz	tutturmayız	tutturmazsınız	tutturmazlar
		imperfective	tutturmuyorum	tutturmuyorsun	tutturmuyor	tutturmuyoruz	tutturmuyorsunuz	tutturmuyorlar
	past	perfective	tutturmadım	tutturmadın	tutturmadı	tutturmadık	tutturmadınız	tutturmadılar
		imperfective	tutturmuyordum	tutturmuyordun	tutturmuyordu	tutturmuyorduk	tutturmuyordunuz	tutturmuyorlardı
	future		tutturmayacağım	tutturmayacaksın	tutturmayacak	tutturmayacağız	tutturmayacaksınız	tutturmayacaklar
inferential	perfective		tutturmamışım	tutturmamışsın	tutturmamış	tutturmamışız	tutturmamışsınız	tutturmamışlar
	aorist		tutturmazmışım	tutturmazmışsın	tutturmazmış	tutturmazmışız	tutturmazmışsınız	tutturmazlarmış
	imperfective		tutturmuyormuşum	tutturmuyormuşsun	tutturmuyormuş	tutturmuyormuşuz	tutturmuyormuşsunuz	tutturmuyorlarmış
conditional	simple		tutturmasam	tutturmasan	tutturmasa	tutturmasak	tutturmasanız	tutturmasalar
	perfective		tutturmasaydım	tutturmasaydın	tutturmasaydı	tutturmasaydık	tutturmasaydınız	tutturmasaydılar
optative			tutturmayayım	tutturmayasın	tutturmaya	tutturmayalım	tutturmayasınız	tutturmayalar
progressive			tutturmamaktayım	tutturmamaktasın	tutturmamakta	tutturmamaktayız	tutturmamaktasınız	tutturmamaktalar
necessitative			tutturmamalıyım	tutturmamalısın	tutturmamalı	tutturmamalıyız	tutturmamalısınız	tutturmamalılar
imperative				tutturma	tutturmasın		tutturmayın	tutturmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	tutturmaz mıyım?	tutturmaz mısın?	tutturmaz mı?	tutturmaz mıyız?	tutturmaz mısınız?	tutturmazlar mı?
		imperfective	tutturmuyor muyum?	tutturmuyor musun?	tutturmuyor mu?	tutturmuyor muyuz?	tutturmuyor musunuz?	tutturmuyorlar mı?
	past	perfective	tutturmadım mı?	tutturmadın mı?	tutturmadı mı?	tutturmadık mı?	tutturmadınız mı?	tutturmadılar mı?
		imperfective	tutturmuyor muydum?	tutturmuyor muydun?	tutturmuyor muydu?	tutturmuyor muyduk?	tutturmuyor muydunuz?	tutturmuyorlar mıydı?
	future		tutturmayacak mıyım?	tutturmayacak mısın?	tutturmayacak mı?	tutturmayacak mıyız?	tutturmayacak mısınız?	tutturmayacaklar mı?
inferential	perfective		tutturmamış mıyım?	tutturmamış mısın?	tutturmamış mı?	tutturmamış mıyız?	tutturmamış mısınız?	tutturmamışlar mı?
	aorist		tutturmaz mıymışım?	tutturmaz mıymışsın?	tutturmaz mıymış?	tutturmaz mıymışız?	tutturmaz mıymışsınız?	tutturmazlar mıymış?
	imperfective		tutturmuyor muymuşum?	tutturmuyor muymuşsun?	tutturmuyor muymuş?	tutturmuyor muymuşuz?	tutturmuyor muymuşsunuz?	tutturmuyorlar mıymış?
conditional	simple		tutturmasam mı?	tutturmasan mı?	tutturmasa mı?	tutturmasak mı?	tutturmasanız mı?	tutturmasalar mı?
	perfective		tutturmasa mıydım?	tutturmasa mıydın?	tutturmasa mıydı?	tutturmasa mıydık?	tutturmasa mıydınız?	tutturmasalar mıydı?
progressive			tutturmamakta mıyım?	tutturmamakta mısın?	tutturmamakta mı?	tutturmamakta mıyız?	tutturmamakta mısınız?	tutturmamaktalar mı?
necessitative			tutturmamalı mıyım?	tutturmamalı mısın?	tutturmamalı mı?	tutturmamalı mıyız?	tutturmamalı mısınız?	tutturmamalılar mı?

Derived terms

• tutturgaç