tıklamak

Turkish

Verb

tıklamak (third-person singular simple present tıklar)

1. to click

   bir şeyin üstüne tıklamak - to click on something

Conjugation

Conjugation of tıklamak

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			tıklamak
impersonal participle	imperfective		tıklayan
	perfective		tıklamış
	prospective		tıklayacak
personal participle	non-prospective		tıkladığım	tıkladığın	tıkladığı	tıkladığımız	tıkladığınız	tıkladıkları
	prospective		tıklayacağım	tıklayacağın	tıklayacağı	tıklayacağımız	tıklayacağınız	tıklayacakları
verbal noun			tıklama
way of doing			tıklayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	tıklarım	tıklarsın	tıklar	tıklarız	tıklarsınız	tıklarlar
		imperfective	tıklıyorum	tıklıyorsun	tıklıyor	tıklıyoruz	tıklıyorsunuz	tıklıyorlar
	past	perfective	tıkladım	tıkladın	tıkladı	tıkladık	tıkladınız	tıkladılar
		imperfective	tıklıyordum	tıklıyordun	tıklıyordu	tıklıyorduk	tıklıyordunuz	tıklıyorlardı
	future		tıklayacağım	tıklayacaksın	tıklayacak	tıklayacağız	tıklayacaksınız	tıklayacaklar
	future-in-the-past	definite	tıklayacaktım	tıklayacaktın	tıklayacaktı	tıklayacaktık	tıklayacaktınız	tıklayacaklardı
		indefinite	tıklardım	tıklardın	tıklardı	tıklardık	tıklardınız	tıklarlardı
inferential	perfective		tıklamışım	tıklamışsın	tıklamış	tıklamışız	tıklamışsınız	tıklamışlar
	aorist		tıklarmışım	tıklarmışsın	tıklarmış	tıklarmışız	tıklarmışsınız	tıklarmışlar
	imperfective		tıklıyormuşum	tıklıyormuşsun	tıklıyormuş	tıklıyormuşuz	tıklıyormuşsunuz	tıklıyormuşlar
conditional	simple		tıklasam	tıklasan	tıklasa	tıklasak	tıklasanız	tıklasalar
	perfective		tıklasaydım	tıklasaydın	tıklasaydı	tıklasaydık	tıklasaydınız	tıklasaydılar
optative			tıklayayım	tıklayasın	tıklaya	tıklayalım	tıklayasınız	tıklayalar
progressive			tıklamaktayım	tıklamaktasın	tıklamakta	tıklamaktayız	tıklamaktasınız	tıklamaktalar
necessitative			tıklamalıyım	tıklamalısın	tıklamalı	tıklamalıyız	tıklamalısınız	tıklamalılar
imperative				tıkla	tıklasın		tıklayın	tıklasınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	tıklar mıyım?	tıklar mısın?	tıklar mı?	tıklar mıyız?	tıklar mısınız?	tıklarlar mı?
		imperfective	tıklıyor muyum?	tıklıyor musun?	tıklıyor mu?	tıklıyor muyuz?	tıklıyor musunuz?	tıklıyorlar mı?
	past	perfective	tıkladım mı?	tıkladın mı?	tıkladı mı?	tıkladık mı?	tıkladınız mı?	tıkladılar mı?
		imperfective	tıklıyor muydum?	tıklıyor muydun?	tıklıyor muydu?	tıklıyor muyduk?	tıklıyor muydunuz?	tıklıyorlar mıydı?
	future		tıklayacak mıyım?	tıklayacak mısın?	tıklayacak mı?	tıklayacak mıyız?	tıklayacak mısınız?	tıklayacaklar mı?
inferential	perfective		tıklamış mıyım?	tıklamış mısın?	tıklamış mı?	tıklamış mıyız?	tıklamış mısınız?	tıklamışlar mı?
	aorist		tıklar mıymışım?	tıklar mıymışsın?	tıklar mıymış?	tıklar mıymışız?	tıklar mıymışsınız?	tıklarlar mıymış?
	imperfective		tıklıyor muymuşum?	tıklıyor muymuşsun?	tıklıyor muymuş?	tıklıyor muymuşuz?	tıklıyor muymuşsunuz?	tıklıyorlar mıymış?
conditional	simple		tıklasam mı?	tıklasan mı?	tıklasa mı?	tıklasak mı?	tıklasanız mı?	tıklasalar mı?
	perfective		tıklasa mıydım?	tıklasa mıydın?	tıklasa mıydı?	tıklasa mıydık?	tıklasa mıydınız?	tıklasalar mıydı?
progressive			tıklamakta mıyım?	tıklamakta mısın?	tıklamakta mı?	tıklamakta mıyız?	tıklamakta mısınız?	tıklamaktalar mı?
necessitative			tıklamalı mıyım?	tıklamalı mısın?	tıklamalı mı?	tıklamalı mıyız?	tıklamalı mısınız?	tıklamalılar mı?
Negative declarative
infinitive			tıklamamak
impersonal participle	imperfective		tıklamayan
	perfective		tıklamamış
	prospective		tıklamayacak
personal participle	non-prospective		tıklamadığım	tıklamadığın	tıklamadığı	tıklamadığımız	tıklamadığınız	tıklamadıkları
	prospective		tıklamayacağım	tıklamayacağın	tıklamayacağı	tıklamayacağımız	tıklamayacağınız	tıklamayacakları
verbal noun			tıklamama
way of doing			tıklamayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	tıklamam	tıklamazsın	tıklamaz	tıklamayız	tıklamazsınız	tıklamazlar
		imperfective	tıklamıyorum	tıklamıyorsun	tıklamıyor	tıklamıyoruz	tıklamıyorsunuz	tıklamıyorlar
	past	perfective	tıklamadım	tıklamadın	tıklamadı	tıklamadık	tıklamadınız	tıklamadılar
		imperfective	tıklamıyordum	tıklamıyordun	tıklamıyordu	tıklamıyorduk	tıklamıyordunuz	tıklamıyordular
	future		tıklamayacağım	tıklamayacaksın	tıklamayacak	tıklamayacağız	tıklamayacaksınız	tıklamayacaklar
inferential	perfective		tıklamamışım	tıklamamışsın	tıklamamış	tıklamamışız	tıklamamışsınız	tıklamamışlar
	aorist		tıklamazmışım	tıklamazmışsın	tıklamazmış	tıklamazmışız	tıklamazmışsınız	tıklamazmışlar
	imperfective		tıklamıyormuşum	tıklamıyormuşsun	tıklamıyormuş	tıklamıyormuşuz	tıklamıyormuşsunuz	tıklamıyormuşlar
conditional	simple		tıklamasam	tıklamasan	tıklamasa	tıklamasak	tıklamasanız	tıklamasalar
	perfective		tıklamasaydım	tıklamasaydın	tıklamasaydı	tıklamasaydık	tıklamasaydınız	tıklamasaydılar
optative			tıklamayayım	tıklamayasın	tıklamaya	tıklamayalım	tıklamayasınız	tıklamayalar
progressive			tıklamamaktayım	tıklamamaktasın	tıklamamakta	tıklamamaktayız	tıklamamaktasınız	tıklamamaktalar
necessitative			tıklamamalıyım	tıklamamalısın	tıklamamalı	tıklamamalıyız	tıklamamalısınız	tıklamamalılar
imperative				tıklama	tıklamasın		tıklamayın	tıklamasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	tıklamaz mıyım?	tıklamaz mısın?	tıklamaz mı?	tıklamaz mıyız?	tıklamaz mısınız?	tıklamazlar mı?
		imperfective	tıklamıyor muyum?	tıklamıyor musun?	tıklamıyor mu?	tıklamıyor muyuz?	tıklamıyor musunuz?	tıklamıyorlar mı?
	past	perfective	tıklamadım mı?	tıklamadın mı?	tıklamadı mı?	tıklamadık mı?	tıklamadınız mı?	tıklamadılar mı?
		imperfective	tıklamıyor muydum?	tıklamıyor muydun?	tıklamıyor muydu?	tıklamıyor muyduk?	tıklamıyor muydunuz?	tıklamıyorlar mıydı?
	future		tıklamayacak mıyım?	tıklamayacak mısın?	tıklamayacak mı?	tıklamayacak mıyız?	tıklamayacak mısınız?	tıklamayacaklar mı?
inferential	perfective		tıklamamış mıyım?	tıklamamış mısın?	tıklamamış mı?	tıklamamış mıyız?	tıklamamış mısınız?	tıklamamışlar mı?
	aorist		tıklamaz mıymışım?	tıklamaz mıymışsın?	tıklamaz mıymış?	tıklamaz mıymışız?	tıklamaz mıymışsınız?	tıklamazlar mıymış?
	imperfective		tıklamıyor muymuşum?	tıklamıyor muymuşsun?	tıklamıyor muymuş?	tıklamıyor muymuşuz?	tıklamıyor muymuşsunuz?	tıklamıyorlar mıymış?
conditional	simple		tıklamasam mı?	tıklamasan mı?	tıklamasa mı?	tıklamasak mı?	tıklamasanız mı?	tıklamasalar mı?
	perfective		tıklamasa mıydım?	tıklamasa mıydın?	tıklamasa mıydı?	tıklamasa mıydık?	tıklamasa mıydınız?	tıklamasalar mıydı?
progressive			tıklamamakta mıyım?	tıklamamakta mısın?	tıklamamakta mı?	tıklamamakta mıyız?	tıklamamakta mısınız?	tıklamamaktalar mı?
necessitative			tıklamamalı mıyım?	tıklamamalı mısın?	tıklamamalı mı?	tıklamamalı mıyız?	tıklamamalı mısınız?	tıklamamalılar mı?