sattırtmak

Turkish

Verb

sattırtmak (third-person singular simple present sattırtır)

1. to find somebody who lets somebody sell something

   Bu eski masayı Ali'ye sattırtacağım.

   I will let Ali find somebody to sell this old table.

Conjugation

Conjugation of sattırtmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			sattırtırmak
impersonal participle	imperfective		sattırtıran
	perfective		sattırtırmış
	prospective		sattırtıracak
personal participle	non-prospective		sattırtırdığım	sattırtırdığın	sattırtırdığı	sattırtırdığımız	sattırtırdığınız	sattırtırdıkları
	prospective		sattırtıracağım	sattırtıracağın	sattırtıracağı	sattırtıracağımız	sattırtıracağınız	sattırtıracakları
verbal noun			sattırtırma
way of doing			sattırtırış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sattırtırım	sattırtırsın	sattırtır	sattırtırız	sattırtırsınız	sattırtırlar
		imperfective	sattırtırıyorum	sattırtırıyorsun	sattırtırıyor	sattırtırıyoruz	sattırtırıyorsunuz	sattırtırıyorlar
	past	perfective	sattırtırdım	sattırtırdın	sattırtırdı	sattırtırdık	sattırtırdınız	sattırtırdılar
		imperfective	sattırtırıyordum	sattırtırıyordun	sattırtırıyordu	sattırtırıyorduk	sattırtırıyordunuz	sattırtırıyorlardı (or sattırtırıyordular)
	future		sattırtıracağım	sattırtıracaksın	sattırtıracak	sattırtıracağız	sattırtıracaksınız	sattırtıracaklar
	future-in-the-past	definite	sattırtıracaktım	sattırtıracaktın	sattırtıracaktı	sattırtıracaktık	sattırtıracaktınız	sattırtıracaklardı
		indefinite	sattırtırdım	sattırtırdın	sattırtırdı	sattırtırdık	sattırtırdınız	sattırtırlardı
inferential	perfective		sattırtırmışım	sattırtırmışsın	sattırtırmış	sattırtırmışız	sattırtırmışsınız	sattırtırmışlar
	aorist		sattırtırmışım	sattırtırmışsın	sattırtırmış	sattırtırmışız	sattırtırmışsınız	sattırtırlarmış (or sattırtırmışlar)
	imperfective		sattırtırıyormuşum	sattırtırıyormuşsun	sattırtırıyormuş	sattırtırıyormuşuz	sattırtırıyormuşsunuz	sattırtırıyorlarmış
conditional	simple		sattırtırsam	sattırtırsan	sattırtırsa	sattırtırsak	sattırtırsanız	sattırtırsalar
	perfective		sattırtırsaydım	sattırtırsaydın	sattırtırsaydı	sattırtırsaydık	sattırtırsaydınız	sattırtırsaydılar
optative			sattırtırayım	sattırtırasın	sattırtıra	sattırtıralım	sattırtırasınız	sattırtıralar
progressive			sattırtırmaktayım	sattırtırmaktasın	sattırtırmakta	sattırtırmaktayız	sattırtırmaktasınız	sattırtırmaktalar
necessitative			sattırtırmalıyım	sattırtırmalısın	sattırtırmalı	sattırtırmalıyız	sattırtırmalısınız	sattırtırmalılar
imperative				sattırtır	sattırtırsın		sattırtırın	sattırtırsınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sattırtır mıyım?	sattırtır mısın?	sattırtır mı?	sattırtır mıyız?	sattırtır mısınız?	sattırtırlar mı?
		imperfective	sattırtırıyor muyum?	sattırtırıyor musun?	sattırtırıyor mu?	sattırtırıyor muyuz?	sattırtırıyor musunuz?	sattırtırıyorlar mı?
	past	perfective	sattırtırdım mı?	sattırtırdın mı?	sattırtırdı mı?	sattırtırdık mı?	sattırtırdınız mı?	sattırtırdılar mı?
		imperfective	sattırtırıyor muydum?	sattırtırıyor muydun?	sattırtırıyor muydu?	sattırtırıyor muyduk?	sattırtırıyor muydunuz?	sattırtırıyorlar mıydı?
	future		sattırtıracak mıyım?	sattırtıracak mısın?	sattırtıracak mı?	sattırtıracak mıyız?	sattırtıracak mısınız?	sattırtıracaklar mı?
inferential	perfective		sattırtırmış mıyım?	sattırtırmış mısın?	sattırtırmış mı?	sattırtırmış mıyız?	sattırtırmış mısınız?	sattırtırmışlar mı?
	aorist		sattırtır mıymışım?	sattırtır mıymışsın?	sattırtır mıymış?	sattırtır mıymışız?	sattırtır mıymışsınız?	sattırtırlar mıymış?
	imperfective		sattırtırıyor muymuşum?	sattırtırıyor muymuşsun?	sattırtırıyor muymuş?	sattırtırıyor muymuşuz?	sattırtırıyor muymuşsunuz?	sattırtırıyorlar mıymış?
conditional	simple		sattırtırsam mı?	sattırtırsan mı?	sattırtırsa mı?	sattırtırsak mı?	sattırtırsanız mı?	sattırtırsalar mı?
	perfective		sattırtırsa mıydım?	sattırtırsa mıydın?	sattırtırsa mıydı?	sattırtırsa mıydık?	sattırtırsa mıydınız?	sattırtırsalar mıydı?
progressive			sattırtırmakta mıyım?	sattırtırmakta mısın?	sattırtırmakta mı?	sattırtırmakta mıyız?	sattırtırmakta mısınız?	sattırtırmaktalar mı?
necessitative			sattırtırmalı mıyım?	sattırtırmalı mısın?	sattırtırmalı mı?	sattırtırmalı mıyız?	sattırtırmalı mısınız?	sattırtırmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			sattırtırmamak
impersonal participle	imperfective		sattırtırmayan
	perfective		sattırtırmamış
	prospective		sattırtırmayacak
personal participle	non-prospective		sattırtırmadığım	sattırtırmadığın	sattırtırmadığı	sattırtırmadığımız	sattırtırmadığınız	sattırtırmadıkları
	prospective		sattırtırmayacağım	sattırtırmayacağın	sattırtırmayacağı	sattırtırmayacağımız	sattırtırmayacağınız	sattırtırmayacakları
verbal noun			sattırtırmama
way of doing			sattırtırmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sattırtırmam	sattırtırmazsın	sattırtırmaz	sattırtırmayız	sattırtırmazsınız	sattırtırmazlar
		imperfective	sattırtırmıyorum	sattırtırmıyorsun	sattırtırmıyor	sattırtırmıyoruz	sattırtırmıyorsunuz	sattırtırmıyorlar
	past	perfective	sattırtırmadım	sattırtırmadın	sattırtırmadı	sattırtırmadık	sattırtırmadınız	sattırtırmadılar
		imperfective	sattırtırmıyordum	sattırtırmıyordun	sattırtırmıyordu	sattırtırmıyorduk	sattırtırmıyordunuz	sattırtırmıyorlardı
	future		sattırtırmayacağım	sattırtırmayacaksın	sattırtırmayacak	sattırtırmayacağız	sattırtırmayacaksınız	sattırtırmayacaklar
inferential	perfective		sattırtırmamışım	sattırtırmamışsın	sattırtırmamış	sattırtırmamışız	sattırtırmamışsınız	sattırtırmamışlar
	aorist		sattırtırmazmışım	sattırtırmazmışsın	sattırtırmazmış	sattırtırmazmışız	sattırtırmazmışsınız	sattırtırmazlarmış
	imperfective		sattırtırmıyormuşum	sattırtırmıyormuşsun	sattırtırmıyormuş	sattırtırmıyormuşuz	sattırtırmıyormuşsunuz	sattırtırmıyorlarmış
conditional	simple		sattırtırmasam	sattırtırmasan	sattırtırmasa	sattırtırmasak	sattırtırmasanız	sattırtırmasalar
	perfective		sattırtırmasaydım	sattırtırmasaydın	sattırtırmasaydı	sattırtırmasaydık	sattırtırmasaydınız	sattırtırmasaydılar
optative			sattırtırmayayım	sattırtırmayasın	sattırtırmaya	sattırtırmayalım	sattırtırmayasınız	sattırtırmayalar
progressive			sattırtırmamaktayım	sattırtırmamaktasın	sattırtırmamakta	sattırtırmamaktayız	sattırtırmamaktasınız	sattırtırmamaktalar
necessitative			sattırtırmamalıyım	sattırtırmamalısın	sattırtırmamalı	sattırtırmamalıyız	sattırtırmamalısınız	sattırtırmamalılar
imperative				sattırtırma	sattırtırmasın		sattırtırmayın	sattırtırmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sattırtırmaz mıyım?	sattırtırmaz mısın?	sattırtırmaz mı?	sattırtırmaz mıyız?	sattırtırmaz mısınız?	sattırtırmazlar mı?
		imperfective	sattırtırmıyor muyum?	sattırtırmıyor musun?	sattırtırmıyor mu?	sattırtırmıyor muyuz?	sattırtırmıyor musunuz?	sattırtırmıyorlar mı?
	past	perfective	sattırtırmadım mı?	sattırtırmadın mı?	sattırtırmadı mı?	sattırtırmadık mı?	sattırtırmadınız mı?	sattırtırmadılar mı?
		imperfective	sattırtırmıyor muydum?	sattırtırmıyor muydun?	sattırtırmıyor muydu?	sattırtırmıyor muyduk?	sattırtırmıyor muydunuz?	sattırtırmıyorlar mıydı?
	future		sattırtırmayacak mıyım?	sattırtırmayacak mısın?	sattırtırmayacak mı?	sattırtırmayacak mıyız?	sattırtırmayacak mısınız?	sattırtırmayacaklar mı?
inferential	perfective		sattırtırmamış mıyım?	sattırtırmamış mısın?	sattırtırmamış mı?	sattırtırmamış mıyız?	sattırtırmamış mısınız?	sattırtırmamışlar mı?
	aorist		sattırtırmaz mıymışım?	sattırtırmaz mıymışsın?	sattırtırmaz mıymış?	sattırtırmaz mıymışız?	sattırtırmaz mıymışsınız?	sattırtırmazlar mıymış?
	imperfective		sattırtırmıyor muymuşum?	sattırtırmıyor muymuşsun?	sattırtırmıyor muymuş?	sattırtırmıyor muymuşuz?	sattırtırmıyor muymuşsunuz?	sattırtırmıyorlar mıymış?
conditional	simple		sattırtırmasam mı?	sattırtırmasan mı?	sattırtırmasa mı?	sattırtırmasak mı?	sattırtırmasanız mı?	sattırtırmasalar mı?
	perfective		sattırtırmasa mıydım?	sattırtırmasa mıydın?	sattırtırmasa mıydı?	sattırtırmasa mıydık?	sattırtırmasa mıydınız?	sattırtırmasalar mıydı?
progressive			sattırtırmamakta mıyım?	sattırtırmamakta mısın?	sattırtırmamakta mı?	sattırtırmamakta mıyız?	sattırtırmamakta mısınız?	sattırtırmamaktalar mı?
necessitative			sattırtırmamalı mıyım?	sattırtırmamalı mısın?	sattırtırmamalı mı?	sattırtırmamalı mıyız?	sattırtırmamalı mısınız?	sattırtırmamalılar mı?

Antonyms

• sattırtmamak

Related terms

• sattırmak