dalgalandırmak

Turkish

Etymology

From dalgalanmak.

Verb

dalgalandırmak

1. to undulate

Conjugation

Conjugation of dalgalandırmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			dalgalandırmak
impersonal participle	imperfective		dalgalandıran
	perfective		dalgalandırmış
	prospective		dalgalandıracak
personal participle	non-prospective		dalgalandırdığım	dalgalandırdığın	dalgalandırdığı	dalgalandırdığımız	dalgalandırdığınız	dalgalandırdıkları
	prospective		dalgalandıracağım	dalgalandıracağın	dalgalandıracağı	dalgalandıracağımız	dalgalandıracağınız	dalgalandıracakları
verbal noun			dalgalandırma
way of doing			dalgalandırış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	dalgalandırırım	dalgalandırırsın	dalgalandırır	dalgalandırırız	dalgalandırırsınız	dalgalandırırlar
		imperfective	dalgalandırıyorum	dalgalandırıyorsun	dalgalandırıyor	dalgalandırıyoruz	dalgalandırıyorsunuz	dalgalandırıyorlar
	past	perfective	dalgalandırdım	dalgalandırdın	dalgalandırdı	dalgalandırdık	dalgalandırdınız	dalgalandırdılar
		imperfective	dalgalandırıyordum	dalgalandırıyordun	dalgalandırıyordu	dalgalandırıyorduk	dalgalandırıyordunuz	dalgalandırıyorlardı (or dalgalandırıyordular)
	future		dalgalandıracağım	dalgalandıracaksın	dalgalandıracak	dalgalandıracağız	dalgalandıracaksınız	dalgalandıracaklar
	future-in-the-past	definite	dalgalandıracaktım	dalgalandıracaktın	dalgalandıracaktı	dalgalandıracaktık	dalgalandıracaktınız	dalgalandıracaklardı
		indefinite	dalgalandırırdım	dalgalandırırdın	dalgalandırırdı	dalgalandırırdık	dalgalandırırdınız	dalgalandırırlardı
inferential	perfective		dalgalandırmışım	dalgalandırmışsın	dalgalandırmış	dalgalandırmışız	dalgalandırmışsınız	dalgalandırmışlar
	aorist		dalgalandırırmışım	dalgalandırırmışsın	dalgalandırırmış	dalgalandırırmışız	dalgalandırırmışsınız	dalgalandırırlarmış (or dalgalandırırmışlar)
	imperfective		dalgalandırıyormuşum	dalgalandırıyormuşsun	dalgalandırıyormuş	dalgalandırıyormuşuz	dalgalandırıyormuşsunuz	dalgalandırıyorlarmış
conditional	simple		dalgalandırsam	dalgalandırsan	dalgalandırsa	dalgalandırsak	dalgalandırsanız	dalgalandırsalar
	perfective		dalgalandırsaydım	dalgalandırsaydın	dalgalandırsaydı	dalgalandırsaydık	dalgalandırsaydınız	dalgalandırsaydılar
optative			dalgalandırayım	dalgalandırasın	dalgalandıra	dalgalandıralım	dalgalandırasınız	dalgalandıralar
progressive			dalgalandırmaktayım	dalgalandırmaktasın	dalgalandırmakta	dalgalandırmaktayız	dalgalandırmaktasınız	dalgalandırmaktalar
necessitative			dalgalandırmalıyım	dalgalandırmalısın	dalgalandırmalı	dalgalandırmalıyız	dalgalandırmalısınız	dalgalandırmalılar
imperative				dalgalandır	dalgalandırsın		dalgalandırın	dalgalandırsınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	dalgalandırır mıyım?	dalgalandırır mısın?	dalgalandırır mı?	dalgalandırır mıyız?	dalgalandırır mısınız?	dalgalandırırlar mı?
		imperfective	dalgalandırıyor muyum?	dalgalandırıyor musun?	dalgalandırıyor mu?	dalgalandırıyor muyuz?	dalgalandırıyor musunuz?	dalgalandırıyorlar mı?
	past	perfective	dalgalandırdım mı?	dalgalandırdın mı?	dalgalandırdı mı?	dalgalandırdık mı?	dalgalandırdınız mı?	dalgalandırdılar mı?
		imperfective	dalgalandırıyor muydum?	dalgalandırıyor muydun?	dalgalandırıyor muydu?	dalgalandırıyor muyduk?	dalgalandırıyor muydunuz?	dalgalandırıyorlar mıydı?
	future		dalgalandıracak mıyım?	dalgalandıracak mısın?	dalgalandıracak mı?	dalgalandıracak mıyız?	dalgalandıracak mısınız?	dalgalandıracaklar mı?
inferential	perfective		dalgalandırmış mıyım?	dalgalandırmış mısın?	dalgalandırmış mı?	dalgalandırmış mıyız?	dalgalandırmış mısınız?	dalgalandırmışlar mı?
	aorist		dalgalandırır mıymışım?	dalgalandırır mıymışsın?	dalgalandırır mıymış?	dalgalandırır mıymışız?	dalgalandırır mıymışsınız?	dalgalandırırlar mıymış?
	imperfective		dalgalandırıyor muymuşum?	dalgalandırıyor muymuşsun?	dalgalandırıyor muymuş?	dalgalandırıyor muymuşuz?	dalgalandırıyor muymuşsunuz?	dalgalandırıyorlar mıymış?
conditional	simple		dalgalandırsam mı?	dalgalandırsan mı?	dalgalandırsa mı?	dalgalandırsak mı?	dalgalandırsanız mı?	dalgalandırsalar mı?
	perfective		dalgalandırsa mıydım?	dalgalandırsa mıydın?	dalgalandırsa mıydı?	dalgalandırsa mıydık?	dalgalandırsa mıydınız?	dalgalandırsalar mıydı?
progressive			dalgalandırmakta mıyım?	dalgalandırmakta mısın?	dalgalandırmakta mı?	dalgalandırmakta mıyız?	dalgalandırmakta mısınız?	dalgalandırmaktalar mı?
necessitative			dalgalandırmalı mıyım?	dalgalandırmalı mısın?	dalgalandırmalı mı?	dalgalandırmalı mıyız?	dalgalandırmalı mısınız?	dalgalandırmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			dalgalandırmamak
impersonal participle	imperfective		dalgalandırmayan
	perfective		dalgalandırmamış
	prospective		dalgalandırmayacak
personal participle	non-prospective		dalgalandırmadığım	dalgalandırmadığın	dalgalandırmadığı	dalgalandırmadığımız	dalgalandırmadığınız	dalgalandırmadıkları
	prospective		dalgalandırmayacağım	dalgalandırmayacağın	dalgalandırmayacağı	dalgalandırmayacağımız	dalgalandırmayacağınız	dalgalandırmayacakları
verbal noun			dalgalandırmama
way of doing			dalgalandırmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	dalgalandırmam	dalgalandırmazsın	dalgalandırmaz	dalgalandırmayız	dalgalandırmazsınız	dalgalandırmazlar
		imperfective	dalgalandırmıyorum	dalgalandırmıyorsun	dalgalandırmıyor	dalgalandırmıyoruz	dalgalandırmıyorsunuz	dalgalandırmıyorlar
	past	perfective	dalgalandırmadım	dalgalandırmadın	dalgalandırmadı	dalgalandırmadık	dalgalandırmadınız	dalgalandırmadılar
		imperfective	dalgalandırmıyordum	dalgalandırmıyordun	dalgalandırmıyordu	dalgalandırmıyorduk	dalgalandırmıyordunuz	dalgalandırmıyorlardı
	future		dalgalandırmayacağım	dalgalandırmayacaksın	dalgalandırmayacak	dalgalandırmayacağız	dalgalandırmayacaksınız	dalgalandırmayacaklar
inferential	perfective		dalgalandırmamışım	dalgalandırmamışsın	dalgalandırmamış	dalgalandırmamışız	dalgalandırmamışsınız	dalgalandırmamışlar
	aorist		dalgalandırmazmışım	dalgalandırmazmışsın	dalgalandırmazmış	dalgalandırmazmışız	dalgalandırmazmışsınız	dalgalandırmazlarmış
	imperfective		dalgalandırmıyormuşum	dalgalandırmıyormuşsun	dalgalandırmıyormuş	dalgalandırmıyormuşuz	dalgalandırmıyormuşsunuz	dalgalandırmıyorlarmış
conditional	simple		dalgalandırmasam	dalgalandırmasan	dalgalandırmasa	dalgalandırmasak	dalgalandırmasanız	dalgalandırmasalar
	perfective		dalgalandırmasaydım	dalgalandırmasaydın	dalgalandırmasaydı	dalgalandırmasaydık	dalgalandırmasaydınız	dalgalandırmasaydılar
optative			dalgalandırmayayım	dalgalandırmayasın	dalgalandırmaya	dalgalandırmayalım	dalgalandırmayasınız	dalgalandırmayalar
progressive			dalgalandırmamaktayım	dalgalandırmamaktasın	dalgalandırmamakta	dalgalandırmamaktayız	dalgalandırmamaktasınız	dalgalandırmamaktalar
necessitative			dalgalandırmamalıyım	dalgalandırmamalısın	dalgalandırmamalı	dalgalandırmamalıyız	dalgalandırmamalısınız	dalgalandırmamalılar
imperative				dalgalandırma	dalgalandırmasın		dalgalandırmayın	dalgalandırmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	dalgalandırmaz mıyım?	dalgalandırmaz mısın?	dalgalandırmaz mı?	dalgalandırmaz mıyız?	dalgalandırmaz mısınız?	dalgalandırmazlar mı?
		imperfective	dalgalandırmıyor muyum?	dalgalandırmıyor musun?	dalgalandırmıyor mu?	dalgalandırmıyor muyuz?	dalgalandırmıyor musunuz?	dalgalandırmıyorlar mı?
	past	perfective	dalgalandırmadım mı?	dalgalandırmadın mı?	dalgalandırmadı mı?	dalgalandırmadık mı?	dalgalandırmadınız mı?	dalgalandırmadılar mı?
		imperfective	dalgalandırmıyor muydum?	dalgalandırmıyor muydun?	dalgalandırmıyor muydu?	dalgalandırmıyor muyduk?	dalgalandırmıyor muydunuz?	dalgalandırmıyorlar mıydı?
	future		dalgalandırmayacak mıyım?	dalgalandırmayacak mısın?	dalgalandırmayacak mı?	dalgalandırmayacak mıyız?	dalgalandırmayacak mısınız?	dalgalandırmayacaklar mı?
inferential	perfective		dalgalandırmamış mıyım?	dalgalandırmamış mısın?	dalgalandırmamış mı?	dalgalandırmamış mıyız?	dalgalandırmamış mısınız?	dalgalandırmamışlar mı?
	aorist		dalgalandırmaz mıymışım?	dalgalandırmaz mıymışsın?	dalgalandırmaz mıymış?	dalgalandırmaz mıymışız?	dalgalandırmaz mıymışsınız?	dalgalandırmazlar mıymış?
	imperfective		dalgalandırmıyor muymuşum?	dalgalandırmıyor muymuşsun?	dalgalandırmıyor muymuş?	dalgalandırmıyor muymuşuz?	dalgalandırmıyor muymuşsunuz?	dalgalandırmıyorlar mıymış?
conditional	simple		dalgalandırmasam mı?	dalgalandırmasan mı?	dalgalandırmasa mı?	dalgalandırmasak mı?	dalgalandırmasanız mı?	dalgalandırmasalar mı?
	perfective		dalgalandırmasa mıydım?	dalgalandırmasa mıydın?	dalgalandırmasa mıydı?	dalgalandırmasa mıydık?	dalgalandırmasa mıydınız?	dalgalandırmasalar mıydı?
progressive			dalgalandırmamakta mıyım?	dalgalandırmamakta mısın?	dalgalandırmamakta mı?	dalgalandırmamakta mıyız?	dalgalandırmamakta mısınız?	dalgalandırmamaktalar mı?
necessitative			dalgalandırmamalı mıyım?	dalgalandırmamalı mısın?	dalgalandırmamalı mı?	dalgalandırmamalı mıyız?	dalgalandırmamalı mısınız?	dalgalandırmamalılar mı?