bağlanmak

Turkish

Etymology

From Ottoman Turkish باغلانمق (bağlanmak). Passive verb form of bağ (“connection”).

Verb

bağlanmak (third-person singular simple present bağlanır)

1. to connect
2. to be tied
3. to listen in (to a broadcast); to tune in

   "radyoya, yayına, programa etc. bağlanma"

4. (figuratively) to fall in love

Conjugation

Conjugation of bağlanmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			bağlanmak
impersonal participle	imperfective		bağlanan
	perfective		bağlanmış
	prospective		bağlanacak
personal participle	non-prospective		bağlandığım	bağlandığın	bağlandığı	bağlandığımız	bağlandığınız	bağlandıkları
	prospective		bağlanacağım	bağlanacağın	bağlanacağı	bağlanacağımız	bağlanacağınız	bağlanacakları
verbal noun			bağlanma
way of doing			bağlanış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	bağlanırım	bağlanırsın	bağlanır	bağlanırız	bağlanırsınız	bağlanırlar
		imperfective	bağlanıyorum	bağlanıyorsun	bağlanıyor	bağlanıyoruz	bağlanıyorsunuz	bağlanıyorlar
	past	perfective	bağlandım	bağlandın	bağlandı	bağlandık	bağlandınız	bağlandılar
		imperfective	bağlanıyordum	bağlanıyordun	bağlanıyordu	bağlanıyorduk	bağlanıyordunuz	bağlanıyorlardı (or bağlanıyordular)
	future		bağlanacağım	bağlanacaksın	bağlanacak	bağlanacağız	bağlanacaksınız	bağlanacaklar
	future-in-the-past	definite	bağlanacaktım	bağlanacaktın	bağlanacaktı	bağlanacaktık	bağlanacaktınız	bağlanacaklardı
		indefinite	bağlanırdım	bağlanırdın	bağlanırdı	bağlanırdık	bağlanırdınız	bağlanırlardı
inferential	perfective		bağlanmışım	bağlanmışsın	bağlanmış	bağlanmışız	bağlanmışsınız	bağlanmışlar
	aorist		bağlanırmışım	bağlanırmışsın	bağlanırmış	bağlanırmışız	bağlanırmışsınız	bağlanırlarmış (or bağlanırmışlar)
	imperfective		bağlanıyormuşum	bağlanıyormuşsun	bağlanıyormuş	bağlanıyormuşuz	bağlanıyormuşsunuz	bağlanıyorlarmış
conditional	simple		bağlansam	bağlansan	bağlansa	bağlansak	bağlansanız	bağlansalar
	perfective		bağlansaydım	bağlansaydın	bağlansaydı	bağlansaydık	bağlansaydınız	bağlansaydılar
optative			bağlanayım	bağlanasın	bağlana	bağlanalım	bağlanasınız	bağlanalar
progressive			bağlanmaktayım	bağlanmaktasın	bağlanmakta	bağlanmaktayız	bağlanmaktasınız	bağlanmaktalar
necessitative			bağlanmalıyım	bağlanmalısın	bağlanmalı	bağlanmalıyız	bağlanmalısınız	bağlanmalılar
imperative				bağlan	bağlansın		bağlanın	bağlansınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	bağlanır mıyım?	bağlanır mısın?	bağlanır mı?	bağlanır mıyız?	bağlanır mısınız?	bağlanırlar mı?
		imperfective	bağlanıyor muyum?	bağlanıyor musun?	bağlanıyor mu?	bağlanıyor muyuz?	bağlanıyor musunuz?	bağlanıyorlar mı?
	past	perfective	bağlandım mı?	bağlandın mı?	bağlandı mı?	bağlandık mı?	bağlandınız mı?	bağlandılar mı?
		imperfective	bağlanıyor muydum?	bağlanıyor muydun?	bağlanıyor muydu?	bağlanıyor muyduk?	bağlanıyor muydunuz?	bağlanıyorlar mıydı?
	future		bağlanacak mıyım?	bağlanacak mısın?	bağlanacak mı?	bağlanacak mıyız?	bağlanacak mısınız?	bağlanacaklar mı?
inferential	perfective		bağlanmış mıyım?	bağlanmış mısın?	bağlanmış mı?	bağlanmış mıyız?	bağlanmış mısınız?	bağlanmışlar mı?
	aorist		bağlanır mıymışım?	bağlanır mıymışsın?	bağlanır mıymış?	bağlanır mıymışız?	bağlanır mıymışsınız?	bağlanırlar mıymış?
	imperfective		bağlanıyor muymuşum?	bağlanıyor muymuşsun?	bağlanıyor muymuş?	bağlanıyor muymuşuz?	bağlanıyor muymuşsunuz?	bağlanıyorlar mıymış?
conditional	simple		bağlansam mı?	bağlansan mı?	bağlansa mı?	bağlansak mı?	bağlansanız mı?	bağlansalar mı?
	perfective		bağlansa mıydım?	bağlansa mıydın?	bağlansa mıydı?	bağlansa mıydık?	bağlansa mıydınız?	bağlansalar mıydı?
progressive			bağlanmakta mıyım?	bağlanmakta mısın?	bağlanmakta mı?	bağlanmakta mıyız?	bağlanmakta mısınız?	bağlanmaktalar mı?
necessitative			bağlanmalı mıyım?	bağlanmalı mısın?	bağlanmalı mı?	bağlanmalı mıyız?	bağlanmalı mısınız?	bağlanmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			bağlanmamak
impersonal participle	imperfective		bağlanmayan
	perfective		bağlanmamış
	prospective		bağlanmayacak
personal participle	non-prospective		bağlanmadığım	bağlanmadığın	bağlanmadığı	bağlanmadığımız	bağlanmadığınız	bağlanmadıkları
	prospective		bağlanmayacağım	bağlanmayacağın	bağlanmayacağı	bağlanmayacağımız	bağlanmayacağınız	bağlanmayacakları
verbal noun			bağlanmama
way of doing			bağlanmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	bağlanmam	bağlanmazsın	bağlanmaz	bağlanmayız	bağlanmazsınız	bağlanmazlar
		imperfective	bağlanmıyorum	bağlanmıyorsun	bağlanmıyor	bağlanmıyoruz	bağlanmıyorsunuz	bağlanmıyorlar
	past	perfective	bağlanmadım	bağlanmadın	bağlanmadı	bağlanmadık	bağlanmadınız	bağlanmadılar
		imperfective	bağlanmıyordum	bağlanmıyordun	bağlanmıyordu	bağlanmıyorduk	bağlanmıyordunuz	bağlanmıyorlardı
	future		bağlanmayacağım	bağlanmayacaksın	bağlanmayacak	bağlanmayacağız	bağlanmayacaksınız	bağlanmayacaklar
inferential	perfective		bağlanmamışım	bağlanmamışsın	bağlanmamış	bağlanmamışız	bağlanmamışsınız	bağlanmamışlar
	aorist		bağlanmazmışım	bağlanmazmışsın	bağlanmazmış	bağlanmazmışız	bağlanmazmışsınız	bağlanmazlarmış
	imperfective		bağlanmıyormuşum	bağlanmıyormuşsun	bağlanmıyormuş	bağlanmıyormuşuz	bağlanmıyormuşsunuz	bağlanmıyorlarmış
conditional	simple		bağlanmasam	bağlanmasan	bağlanmasa	bağlanmasak	bağlanmasanız	bağlanmasalar
	perfective		bağlanmasaydım	bağlanmasaydın	bağlanmasaydı	bağlanmasaydık	bağlanmasaydınız	bağlanmasaydılar
optative			bağlanmayayım	bağlanmayasın	bağlanmaya	bağlanmayalım	bağlanmayasınız	bağlanmayalar
progressive			bağlanmamaktayım	bağlanmamaktasın	bağlanmamakta	bağlanmamaktayız	bağlanmamaktasınız	bağlanmamaktalar
necessitative			bağlanmamalıyım	bağlanmamalısın	bağlanmamalı	bağlanmamalıyız	bağlanmamalısınız	bağlanmamalılar
imperative				bağlanma	bağlanmasın		bağlanmayın	bağlanmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	bağlanmaz mıyım?	bağlanmaz mısın?	bağlanmaz mı?	bağlanmaz mıyız?	bağlanmaz mısınız?	bağlanmazlar mı?
		imperfective	bağlanmıyor muyum?	bağlanmıyor musun?	bağlanmıyor mu?	bağlanmıyor muyuz?	bağlanmıyor musunuz?	bağlanmıyorlar mı?
	past	perfective	bağlanmadım mı?	bağlanmadın mı?	bağlanmadı mı?	bağlanmadık mı?	bağlanmadınız mı?	bağlanmadılar mı?
		imperfective	bağlanmıyor muydum?	bağlanmıyor muydun?	bağlanmıyor muydu?	bağlanmıyor muyduk?	bağlanmıyor muydunuz?	bağlanmıyorlar mıydı?
	future		bağlanmayacak mıyım?	bağlanmayacak mısın?	bağlanmayacak mı?	bağlanmayacak mıyız?	bağlanmayacak mısınız?	bağlanmayacaklar mı?
inferential	perfective		bağlanmamış mıyım?	bağlanmamış mısın?	bağlanmamış mı?	bağlanmamış mıyız?	bağlanmamış mısınız?	bağlanmamışlar mı?
	aorist		bağlanmaz mıymışım?	bağlanmaz mıymışsın?	bağlanmaz mıymış?	bağlanmaz mıymışız?	bağlanmaz mıymışsınız?	bağlanmazlar mıymış?
	imperfective		bağlanmıyor muymuşum?	bağlanmıyor muymuşsun?	bağlanmıyor muymuş?	bağlanmıyor muymuşuz?	bağlanmıyor muymuşsunuz?	bağlanmıyorlar mıymış?
conditional	simple		bağlanmasam mı?	bağlanmasan mı?	bağlanmasa mı?	bağlanmasak mı?	bağlanmasanız mı?	bağlanmasalar mı?
	perfective		bağlanmasa mıydım?	bağlanmasa mıydın?	bağlanmasa mıydı?	bağlanmasa mıydık?	bağlanmasa mıydınız?	bağlanmasalar mıydı?
progressive			bağlanmamakta mıyım?	bağlanmamakta mısın?	bağlanmamakta mı?	bağlanmamakta mıyız?	bağlanmamakta mısınız?	bağlanmamaktalar mı?
necessitative			bağlanmamalı mıyım?	bağlanmamalı mısın?	bağlanmamalı mı?	bağlanmamalı mıyız?	bağlanmamalı mısınız?	bağlanmamalılar mı?

References

• Nişanyan, Sevan (2002–) “bağlamak”, in Nişanyan Sözlük
• Redhouse, James W. (1890) “باغلانمق”, in A Turkish and English Lexicon‎^[1], Constantinople: A. H. Boyajian, page 330