açılmak

Turkish

Etymology

From Ottoman Turkish آچلمق, آچیلمق.

Verb

açılmak (third-person singular simple present açılır)

1. passive of açmak: to be opened, etc.
2. (nautical) to shove off, leave port
   • 1940 August 7, headline in Vakit:

     İngiliz filosu Cebelüttarıktan Akdenize açıldı

     English fleet left Gibraltar for the Mediterranean

Conjugation

Conjugation of açılmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			açılmak
impersonal participle	imperfective		açılan
	perfective		açılmış
	prospective		açılacak
personal participle	non-prospective		açıldığım	açıldığın	açıldığı	açıldığımız	açıldığınız	açıldıkları
	prospective		açılacağım	açılacağın	açılacağı	açılacağımız	açılacağınız	açılacakları
verbal noun			açılma
way of doing			açılış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	açılırım	açılırsın	açılır	açılırız	açılırsınız	açılırlar
		imperfective	açılıyorum	açılıyorsun	açılıyor	açılıyoruz	açılıyorsunuz	açılıyorlar
	past	perfective	açıldım	açıldın	açıldı	açıldık	açıldınız	açıldılar
		imperfective	açılıyordum	açılıyordun	açılıyordu	açılıyorduk	açılıyordunuz	açılıyorlardı (or açılıyordular)
	future		açılacağım	açılacaksın	açılacak	açılacağız	açılacaksınız	açılacaklar
	future-in-the-past	definite	açılacaktım	açılacaktın	açılacaktı	açılacaktık	açılacaktınız	açılacaklardı
		indefinite	açılırdım	açılırdın	açılırdı	açılırdık	açılırdınız	açılırlardı
inferential	perfective		açılmışım	açılmışsın	açılmış	açılmışız	açılmışsınız	açılmışlar
	aorist		açılırmışım	açılırmışsın	açılırmış	açılırmışız	açılırmışsınız	açılırlarmış (or açılırmışlar)
	imperfective		açılıyormuşum	açılıyormuşsun	açılıyormuş	açılıyormuşuz	açılıyormuşsunuz	açılıyorlarmış
conditional	simple		açılsam	açılsan	açılsa	açılsak	açılsanız	açılsalar
	perfective		açılsaydım	açılsaydın	açılsaydı	açılsaydık	açılsaydınız	açılsaydılar
optative			açılayım	açılasın	açıla	açılalım	açılasınız	açılalar
progressive			açılmaktayım	açılmaktasın	açılmakta	açılmaktayız	açılmaktasınız	açılmaktalar
necessitative			açılmalıyım	açılmalısın	açılmalı	açılmalıyız	açılmalısınız	açılmalılar
imperative				açıl	açılsın		açılın	açılsınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	açılır mıyım?	açılır mısın?	açılır mı?	açılır mıyız?	açılır mısınız?	açılırlar mı?
		imperfective	açılıyor muyum?	açılıyor musun?	açılıyor mu?	açılıyor muyuz?	açılıyor musunuz?	açılıyorlar mı?
	past	perfective	açıldım mı?	açıldın mı?	açıldı mı?	açıldık mı?	açıldınız mı?	açıldılar mı?
		imperfective	açılıyor muydum?	açılıyor muydun?	açılıyor muydu?	açılıyor muyduk?	açılıyor muydunuz?	açılıyorlar mıydı?
	future		açılacak mıyım?	açılacak mısın?	açılacak mı?	açılacak mıyız?	açılacak mısınız?	açılacaklar mı?
inferential	perfective		açılmış mıyım?	açılmış mısın?	açılmış mı?	açılmış mıyız?	açılmış mısınız?	açılmışlar mı?
	aorist		açılır mıymışım?	açılır mıymışsın?	açılır mıymış?	açılır mıymışız?	açılır mıymışsınız?	açılırlar mıymış?
	imperfective		açılıyor muymuşum?	açılıyor muymuşsun?	açılıyor muymuş?	açılıyor muymuşuz?	açılıyor muymuşsunuz?	açılıyorlar mıymış?
conditional	simple		açılsam mı?	açılsan mı?	açılsa mı?	açılsak mı?	açılsanız mı?	açılsalar mı?
	perfective		açılsa mıydım?	açılsa mıydın?	açılsa mıydı?	açılsa mıydık?	açılsa mıydınız?	açılsalar mıydı?
progressive			açılmakta mıyım?	açılmakta mısın?	açılmakta mı?	açılmakta mıyız?	açılmakta mısınız?	açılmaktalar mı?
necessitative			açılmalı mıyım?	açılmalı mısın?	açılmalı mı?	açılmalı mıyız?	açılmalı mısınız?	açılmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			açılmamak
impersonal participle	imperfective		açılmayan
	perfective		açılmamış
	prospective		açılmayacak
personal participle	non-prospective		açılmadığım	açılmadığın	açılmadığı	açılmadığımız	açılmadığınız	açılmadıkları
	prospective		açılmayacağım	açılmayacağın	açılmayacağı	açılmayacağımız	açılmayacağınız	açılmayacakları
verbal noun			açılmama
way of doing			açılmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	açılmam	açılmazsın	açılmaz	açılmayız	açılmazsınız	açılmazlar
		imperfective	açılmıyorum	açılmıyorsun	açılmıyor	açılmıyoruz	açılmıyorsunuz	açılmıyorlar
	past	perfective	açılmadım	açılmadın	açılmadı	açılmadık	açılmadınız	açılmadılar
		imperfective	açılmıyordum	açılmıyordun	açılmıyordu	açılmıyorduk	açılmıyordunuz	açılmıyorlardı
	future		açılmayacağım	açılmayacaksın	açılmayacak	açılmayacağız	açılmayacaksınız	açılmayacaklar
inferential	perfective		açılmamışım	açılmamışsın	açılmamış	açılmamışız	açılmamışsınız	açılmamışlar
	aorist		açılmazmışım	açılmazmışsın	açılmazmış	açılmazmışız	açılmazmışsınız	açılmazlarmış
	imperfective		açılmıyormuşum	açılmıyormuşsun	açılmıyormuş	açılmıyormuşuz	açılmıyormuşsunuz	açılmıyorlarmış
conditional	simple		açılmasam	açılmasan	açılmasa	açılmasak	açılmasanız	açılmasalar
	perfective		açılmasaydım	açılmasaydın	açılmasaydı	açılmasaydık	açılmasaydınız	açılmasaydılar
optative			açılmayayım	açılmayasın	açılmaya	açılmayalım	açılmayasınız	açılmayalar
progressive			açılmamaktayım	açılmamaktasın	açılmamakta	açılmamaktayız	açılmamaktasınız	açılmamaktalar
necessitative			açılmamalıyım	açılmamalısın	açılmamalı	açılmamalıyız	açılmamalısınız	açılmamalılar
imperative				açılma	açılmasın		açılmayın	açılmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	açılmaz mıyım?	açılmaz mısın?	açılmaz mı?	açılmaz mıyız?	açılmaz mısınız?	açılmazlar mı?
		imperfective	açılmıyor muyum?	açılmıyor musun?	açılmıyor mu?	açılmıyor muyuz?	açılmıyor musunuz?	açılmıyorlar mı?
	past	perfective	açılmadım mı?	açılmadın mı?	açılmadı mı?	açılmadık mı?	açılmadınız mı?	açılmadılar mı?
		imperfective	açılmıyor muydum?	açılmıyor muydun?	açılmıyor muydu?	açılmıyor muyduk?	açılmıyor muydunuz?	açılmıyorlar mıydı?
	future		açılmayacak mıyım?	açılmayacak mısın?	açılmayacak mı?	açılmayacak mıyız?	açılmayacak mısınız?	açılmayacaklar mı?
inferential	perfective		açılmamış mıyım?	açılmamış mısın?	açılmamış mı?	açılmamış mıyız?	açılmamış mısınız?	açılmamışlar mı?
	aorist		açılmaz mıymışım?	açılmaz mıymışsın?	açılmaz mıymış?	açılmaz mıymışız?	açılmaz mıymışsınız?	açılmazlar mıymış?
	imperfective		açılmıyor muymuşum?	açılmıyor muymuşsun?	açılmıyor muymuş?	açılmıyor muymuşuz?	açılmıyor muymuşsunuz?	açılmıyorlar mıymış?
conditional	simple		açılmasam mı?	açılmasan mı?	açılmasa mı?	açılmasak mı?	açılmasanız mı?	açılmasalar mı?
	perfective		açılmasa mıydım?	açılmasa mıydın?	açılmasa mıydı?	açılmasa mıydık?	açılmasa mıydınız?	açılmasalar mıydı?
progressive			açılmamakta mıyım?	açılmamakta mısın?	açılmamakta mı?	açılmamakta mıyız?	açılmamakta mısınız?	açılmamaktalar mı?
necessitative			açılmamalı mıyım?	açılmamalı mısın?	açılmamalı mı?	açılmamalı mıyız?	açılmamalı mısınız?	açılmamalılar mı?

References

• Avery, Robert et al., editors (2013), The Redhouse Dictionary Turkish/Ottoman English, 21st edition, Istanbul: Sev Yayıncılık, →ISBN